
12.000 yıllık tarihiyle bazıları tarafından antik Ur kenti olduğuna inanılan Şanlıurfa, bölgede gelişip yükselen tüm medeniyetlerin mirasını gururla sergilemektedir. Önceleri sadece Urfa olarak anılan şehre, 1920’lerde Kurtuluş Savaşı’nda önemli bir rol oynaması sebebiyle “Şanlı” unvanı da verilmiştir.
Burası, kitaplı dinlerin tamamında karşımıza çıkan bir Anadolu şehirdir. Eski Ahit peygamberlerinden Jethro (Hz. Şuayb), Job (Hz. Eyüp), Elijah (Hz. Elyasa) ve Abraham (Hz. İbrahim) antik dönemlerde Edessa olarak bilinen bu şehirde yaşamıştır. Moses (Hz. Musa) da halkıyla birlikte Mısır’a dönmeden önce bu bölgede yedi yıl yaşayıp çobanlık yapmıştır. Hristiyanların ibadetlerini özgürce yerine getirebilmelerine ilk kez, ilk kiliselerin herkese açık bir şekilde yaptırıldığı Şanlıurfa’da izin verilmiştir. Pagan tapınaklarının sinagoglara, sinagogların kiliselere, kiliselerin de camilere dönüştürülmesiyle benzersiz derecede eklektik bir mimari ortaya çıkmıştır.
Günümüzde Urfa; Türk, Arap ve Kürt köylülerinin taşradan gelerek geleneksel çarşıda pazar tezgahlarını açtığı, genç teknokratların ve mühendislerin ofisler ile dükkanlar arasında koşuşturarak modern merkezinde mekik dokuduğu, eski ve yeninin şaşırtıcı bir şekilde harmanlandığı bir yerdir.

- Göbeklitepe:
Göbeklitepe, dünyanın en eski ve en etkileyici arkeolojik sit alanlarından biridir. Bu benzersiz tarihi sit alanı, insanlık tarihi hakkında daha önceden kabul görmüş gerçekleri çürütmeye yardımcı olmaktadır.
Göbeklitepe’nin tarihi binlerce yıl geriye uzanmaktadır. Mezopotamya’da kurulan ilk kentlerden 5.000, İngiltere’deki Stonehenge’den 7.000, Mısır’daki piramitlerden 7.500 ve Malta’daki ilk tapınaklardan ise 6.500 yıl daha eskidir. Tarihte gerçekleşmiş en önemli arkeolojik keşiftir. Keşfedilmiş en eski dini merkezdir. Aynı zamanda taşa oyulan ilk üç boyutlu tasvirler de burada bulunmaktadır.

- Haleplibahçe Mozaik Müzesi:
Haleplibahçe mozaikleri, dünya üzerinde savaşçı Amazon kraliçelerinin tasvir edildiği ilk örneklerdendir. Mozaiklerin görünümü, teknik ve sanatsal öğeleri ve Fırat Nehri’nden toplanan 4 milimetrekarelik taşlar kullanılarak oluşturulmuş olması, onları dünyanın en kıymetli mozaik örneklerinden biri haline getirmiştir.
Haleplibahçe mozaikleri, Doğu dünyasındaki en seçkin mozaik örnekleri arasında yer almaktadır. Haleplibahçe mozaiklerinin en büyüleyici yanı, inanılmaz derecede küçük olan tesseralarından yani küçük renkli taşlarından gelen seçkinliği ve zevki yansıtan yüksek kalitedeki ürünler olmalarıdır.

- Balıklıgöl:
Balıklıgöl, Şanlıurfa’nın önemli bir turistik yeridir. Bu gölde, efsanelere konu olan sazan benzeri balıklar bulunmaktadır. Halkın saygı gösterdiği bu balıklar yenmemektedir. Rivayetlere göre Hz. İbrahim ateşe atıldıktan sonra bir mucize gerçekleşmiş ve orada güller bitmiştir. Bu mucizenin gerçekleştiği yerin Balıklıgöl ve çevresi olduğuna inanılmaktadır. Bölge, dini bayramlarda en yüksek ziyaretçi sayısına ulaşmaktadır.

- Dergah Külliyesi:
Büyük Dergah Külliyesi’nin içerisinde İbrahim peygamberin doğduğu yer olduğuna inanılan mağara bulunmaktadır. Bölgede anlatılan bir efsaneye göre Kral Nemrut, yakında doğacak olan büyük bir lidere dair bir kehanet alınca Ur’da yeni doğan bütün çocukları öldürmeye karar vermiştir ve bundan dolayı peygamberin annesi onu burada gizlice doğurmuştur.
Hemen batıda, ortadaki avlunun karşısında Mevlid-i Halil Camii’nin görkemli ön cephesi bulunmaktadır. Burası inananlar için önemli bir hac merkezidir ve yılda bir kez hacılar Mekke ziyaretlerinden hemen önce Tanrı’nın rızasını almak için burada toplanmaktadır.

- Tarihi Kapalı Çarşı:
Şehrin çarşısı Türkiye’deki en otantik çarşı örneklerinden biridir ve ziyaretçiler arasında oldukça popüler olan bir yerdir. Tezgahların dip dibe sıralandığı dönemeçli sokaklarında baharat, deri ve kebapçılardan yükselen ızgara et kokuları birbirine karışmaktadır. Burada ucuz kot pantolonlar ve plastik ev gereçlerinden el yapımı deri eşyalara, antikalara ve metal işi süslere kadar neredeyse aradığınız her şeyi bulabilirsiniz. Birkaç saatliğine içinde kaybolmak ve şehrin atmosferini içinize çekmek için harika bir yerdir. Çarşının içinde harika şekilde korunmuş olan bir hanın (kervansaray) orta avlusunda bir çay ocağı bulunmaktadır.

- Ulu Camii:
Urfa’nın merkezindeki en eski camilerden biridir. Eskiden sinagogken sonradan St. Stephanos Kilisesi’ne dönüştürülmüştür. Kızıl renkli çok sayıda sütunu olduğundan, ayrıca “Kızıl Kilise” olarak da bilinmektedir. İslami fetihlerin ardından camiye dönüştürülmüştür.
Caminin içinde bir kuyu bulunmaktadır. Yaygın bir inanışa göre İsa’nın, havarisi Tomas aracılığıyla Kral Abgar’a gönderdiği mendil bu kuyuya düşmüştür. Bundan dolayı caminin kuyusundaki suyun şifalı olduğu söylenmektedir.

- Harran:
Harran, Yukarı Mezopotamya’da Erken Bronz Çağı’nda M.Ö. 3.000 yılına tarihlenen bir antik kenttir. Harran, Akdeniz ve Dicle Nehri’nin düzlükleri arasındaki bir ticaret yolunun üzerinde, bir ticaret noktası olarak kurulmuştur.
Kesin olan şudur ki pek çok farklı imparatorluk ve hanedan Harran’ı işgal etmiştir. İslam İmparatorluğu’na başkentlik yaparak bölgede nam salan şehir, bir zamanlar pamuk, bal, tatlı gıda ve ölçüm aletleri gibi şeylerin üretildiği önemli bir ticaret ve tarım şehri olarak da faaliyet göstermiştir.
Şehrin en önemli özelliği, dünyadaki ilk bilim merkezlerinden biri olmasıdır. Dünyanın ilk üniversitesinin burada kurulduğundan söz edilmektedir. Harran Okulu, İslam dünyasının ünlü alimlerine ve bilim insanlarına eğitim vermiştir.

- Halfeti:
Halfeti, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesinin Şanlıurfa şehrinde yer alan küçük bir balıkçı kasabasıdır. Fırat Nehri’nin kıyılarına kurulmuş olan Halfeti’nin tarihi neredeyse 3.000 yıl öncesine uzanmaktadır.
1954’te bu kasaba Şanlıurfa ilinin bir ilçesi olmuştur. Birecik Barajı’nın yapımının tamamlanmasıyla bölgenin büyük bir kısmı sular altında kalmıştır.
Anadolu’nun yeni yavaş şehri Halfeti, ziyaretçilerini bir sahil kasabasını andıran saf güzelliği ile şaşırtmaktadır. Bunun yanı sıra Halfeti’ye özgü siyah gülleri görmek de harika bir deneyim olacaktır.

- Dini ve Kutsal Alanlar:
Peygamberler şehri Şanlıurfa (sadece Urfa olarak da bilinir), bir hac noktası ve dini merkezdir. Eyüp ve İbrahim peygamberlerin izlerini bıraktığı yer burasıdır. Bölgedeki cami külliyeleri ve kutsal alan, buram buram Orta Doğu kokan etkileyici bir atmosfere bürünmüştür.

- Tarihi Yerler:
Şanlıurfa’nın zengin tarihi ve mimarisi, burayı Türkiye’nin kültürüne ve mirasına dalmak isteyenler için muhteşem bir yer haline getirmektedir. Urfa’nın cami ve medrese yapılarıyla dolu merkez ilçesindekiler ve yeni bir müze kompleksi içindekilerin yanı sıra, çevresindeki kırsal alanın her yanına yayılmış olan pek çok harabe bulunmaktadır.

- Alışveriş:
Bakırcılar Çarşısı, Eskici Çarşısı, Gümrük Hanı gibi çok sayıda pazar yeri ve dükkan bulunduran tarihi Kapalı Çarşı bölgesi, tarihi ve kültürel yapısıyla öne çıkmaktadır. Yerli ve yabancı turistler burada yöresel kıyafetler, aksesuarlar, bakır süsler, ev gereçleri ve hediyelik eşyalar gibi çeşitli ürünler bulabilir.

- Eğlence:
Şanlıurfa’nın kendine has bir eğlence kültürü vardır. Büyük şehirlerde pek rastlamayacağınız “sıra geceleri”, buradaki eğlence kültürünün temelini oluşturmaktadır. Arkadaş grupları halinde toplanan insanların, yerli müzisyenlerin çaldığı şarkılar ve türküler eşliğinde eğlendiği bir etkinliktir. Yerli ve yabancı turistler bu etkinliği düzenleyen mekanları ziyaret edebilir ve eğlenceye katılabilir.

- Yeme & İçme:
Şanlıurfa Güneydoğu Anadolu mutfağının neredeyse tüm karakteristik özelliklerini taşıyan bir şehirdir. Bolca salça, baharat ve acılı yemek, şehrin mutfağının temelini oluşturur. Urfa mutfağında Müslüman, Yahudi, Hristiyan, Türk, Arap, Suriye, Ermeni, Yezidi fark etmeksizin her ulus ve kültürden izlere rastlayabilirsiniz. Urfalılar misafirlerini ağırlamaktan ve onlara çeşit çeşit yemek ikram etmekten büyük keyif duymaktadır.

- Ciğer Kebabı:
Çeşitli baharatlarla marine edildikten sonra şişlere geçirilerek güzelce pişirilen dana etinin veya kuzu ciğerinin tadı Şanlıurfa’da bir başkadır. Urfa’da ayrıca patlıcan kebabı, Urfa kebabı gibi pek çok farklı kebap türü de bulabilirsiniz. Ünlü şehrin en popüler ve lezzetli kebabı ise ciğer kebabıdır.

- Çiğ Köfte:
Şehrin her köşesinde bulabileceğiniz çiğ köftelerin aksine Urfa çiğ köftesi gerçekten et, bulgur, zeytinyağı ve isot biberinin çeşitli baharatlar ve yeşillikler ile uzun bir süre yoğrulmasıyla hazırlanmaktadır.

- Lahmacun:
Lahmacun; kıyma, maydanoz, soğan, sarımsak, karabiber ve isot biberinin ince açılmış hamur üzerine yayılarak taş fırında pişirilmesiyle hazırlanan bir yemektir. Çıtır çıtır bir lezzettir.

- Bostana:
Domates, biber, soğan, maydanoz, salatalık, semizotu, nar ekşisi ve taze nane ile hazırlanan ve Urfa’daki çeşitli kebapçı ve restoranlarda servis edilen Bostana, damaklarınıza tatlandıran bir yemektir.

- Ağzı Açık:
Un, yumurta ve su ile hazırlanıp kıymalı iç harcıyla doldurulduktan sonra geniş ağızlı bir bohça şekline getirilerek kızartılan bir hamur işidir. Şanlıurfa’daki tüm öğle ve akşam yemeği sofralarında yerini alır.

- Şıllık Tatlısı:
Türkçede argo bir kelime olan şıllık, aynı zamanda sadece un ve su kullanılarak hazırlanan bir tatlıdır. Şıllık tatlısı; az malzemesi, ince hamur arasına doldurulmuş bol cevizi ve üzerine dökülen şerbetiyle büyük bir lezzet sunan bir tatlıdır. Urfa’nın bu güzel tatlısı, en hafif şerbetli tatlılar arasında yer almaktadır.

- Mırra:
Lezzet yolculuğunuzun son durağı olarak Urfa’nın kendine has kahvesi mırrayı tadabilirsiniz. Klasik Türk kahvesinden daha sert ve acı olan mırra, benzersiz tadı ve kıvamıyla oldukça popülerdir.
